Okuyucu
Mektubu
BİR DELİLİK YAPAYIM MI?..
Serdar Döner
Anatolia Riders Motosiklet Kulübü Başkanı
2009
yılında motosiklet festivali yapmak için çocukluğumdan itibaren tanıdığım
bildiğim Eğirdir'e geldim... Bu iş için gelmemin en başlıca sebebi; Eğirdir'in
doğal güzelliği ve atıl ve kendi başına bırakılmış halidir. Bunun yanında
Eğirdir'e geldiğimde, gelişen ülke ekonomisi ile birlikte Akdeniz bölgesine
gelen turizm gelir ve misafirlerinden hiç bir şekilde yararlanamamış olması
beni çok üzdü... Öyle ya... Avrupa’da pek çok üne sahip göller ve göl kentleri
var. Bunların en başında da Como gölü bulunur... İnanın gittiğimde hayretler
içersinde kaldım. Bizim gölümüzün yanında esamesi bile okunmaz... Avrupa'da
gördüğüm bir şey de iç sularını mükemmel pazarlamış olmaları... Bizlerin neyi
eksik? Elbette başta icraat olmak üzere değişmeyen statik kafa yapılarımız...
Maalesef diyorum... Eğirdir gündemini yakından takip ediyorum... Yakında yerel
seçimler var... özellikle gazeteniz vasıtası ile takip ediyorum... Eğirdir
başkan adaylarının demeçlerine baktığımda hala konuyu kavrayamadıklarını
görmenin üzüntüsü içerisindeyim. Elma -armut, üzüm, kiraz... Yok Eğirdir gölü
suyu ile uğraşıyorlar... Yörede sadece bu ürünlerle geçimini sağlayan
insanların dertleri de elbette bunlar... Ancak gelişen tarım politikaları ile
doğru yönlendirme ve teknik tarımla bu iş çözülür. Bunun için de bölgede
bulunan uluslarası tarım firmaları ve devletin bu konuda çalışan kurumları ile
direkt irtibata geçilmeli ve doğru tarım politikası izlenmeli, bölge ürünlerini
dünya pazarına sokabilecek yöntemler izlenmelidir. Tokat’ta, Niksar’da meyve
suyu fabrikaları varsa çevreye olumsuz etkisi olmayan bu fabrikaların dünya
devi olarak Eğirdir'de olmasının önünde hiçbir engel olamaz. Eğirdir’in hemen harekete
geçirilecek pahalı yatırımlar gerektirmeyen çok önemli kaynakları var... Şayet
bir Abant bir Sapanca Gölü ülkede yükselen değer olmuşsa, Eğirdir neden
olmasın?.. Antalya gibi dünya gözbebeği bir turizm kentine 100 km mesafede
bulunan bu saklı değerin gün ışığına çıkmaya ihtiyacı var. Yok olup giden
Isparta el dokuması halılarımız neden ev hanımlarımıza ek kaynak yaratıp
ekonomik katkı sağlamasın?.. Eğirdir bu anlamda neden dünya markası olmasın?..
Ayrıca seyir tepesi... Bu muhteşem yer bir kıl çadırla misafir ağırlayacak
durumdan bir an evvel kurtarılması gereken en önemli tabiat güzelliği ve
imkanı... Ayrıca bir Selçuklu şehri olan ... geçmişteki uygarlıklarımıza kucak
açmış bu nadide şehir neden turizm patlaması yaşayamasın?.. Zindan Mağaramız
DAMLATAŞ, İNSUYU mağaralarının papucunu dama atacak güzelliklere sahip değil
midir?... Ayrıca Kovada Gölü... Ekolojik turizm merkezlerinin en tepesine
oturacak güzellikte değil midir?... Bakın buraya kadar daha Eğirdir Gölü’nden
bahsetmedim bile... Yapılacak sermayeye ve devlete dayalı olmadan bölgenin 10
milyona varan ziyaretçi nufusundan bir an önce en az 2 milyonunu turizm olarak
çekmemiz gerekiyor. Bunlar da çok basit işlerle yapılabilir. Bir zamanlar
uluslarası üne sahip şimdilerde devlet hastanesi olarak hizmet eden Eğirdir
hastanesini başka bir yere taşıyarak bu bina bir an evvel Turizm Bakanlığına
devri sağlanarak bölgenin en güzel otellerinden birine kolayca çevrilebilir...
Daha bitmedi... Kış aylarında Eğirdir'in içine kapalı durumunundan kurtarmak adına
bölge esnafımızın gelirlerini artırma amaçlı Yurt dışından emekli insanları
Eğirdir'de rahatlıkla ağırlayabilir... Burada en az 6 aylarını geçirebilme
durumlarını yaratmalıyız... Bunlar çok basit işler... Paralı yatırımlar
sonrasından gelir... Hiç merak etmeyiniz. Ayrıca Eğirdir Belediyesinin
bütçesini Eğirdir halkının cebinden çekmek üzere değerlendirebileceği inanılmaz
gelir kaynakları yaratabilecek, yerinde duran ancak şimdilik getirisi olmayan
çok önemli gelirler sağlayabilecek durumları var... İçinde yaşadığım Eskişehir,
Yılmaz Büyükerşen’in basit yatırımları sayesinde Ülke genelinde insanlarda hoş
anılar bırakabilecek gezilip görülmesi gereken yerler arasında kısa zamanda
yerini aldı. Bunları yapabilmek için Vizyon ve istek sahibi olmak gerekiyor... Su
akacak, Türk bakmayacak... O devirler çok gerilerde kalması gereken durumlar...
Eğirdir’in bir gün bile kaybedecek vakti yok... Bir an evvel Eğirdir halkının
ve Eğirdir Belediyesinin ekonomik bakımdan kalkınması gerekiyor... Eğirdir
sanayi veya tarımla kalkınacak bir şehir değil. Mutlaka turizm ve turizme
dayalı gelirle kalkınabilir-yaşayabilir duruma gelmesi lazım... Bu çok kolay.
Şu tarihi Ada... Nerede var?... Ve hemen hemen değişmeden bugünlere erişebilmiş
Bedesten... Eğirdir Gölü... Bütün ihtişamı ile bizlerin ilgisini bekliyor...
Önümüzdeki
seçimlerde Yılmaz Büyükerşen’in bir talebesi olarak Eğirdir'e çabuk ve kolay
hayata geçirebilecek imkanların önünü açabilecek tek şey, şehri yönetmeden
geçeceği durumu var. Nacizane bir Eğirdir sevdalısı olarak bu yarışın içine
BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ olarak girme düşüncesindeyim... Tek handikapım
Eğirdirlilerin beni yakınen tanımaması... Şayet böyle bir imkana kavuşursam
haftada sadece Eğirdir ve bölgesini gezmek, iş yapabilmek için Isparta
havalimanına en az haftada 10 uçak dolusu ziyaretçi taşıyan uçak indirtirim ilk
yıl için. Bunları yapabilmek için benim bilgi ve deneyimim yeter de artar
bile... Hatta Yaz aylarında Futbol liglerine verilen tatiller için Antalya
bölgesine gelen Dünya lideri konumunda bulunan Futbol takımlarının Antalya'da
düzenlenen turnuvalardan en az üç adetini Eğirdir'de yaptırmamız lazım. Bu özel
müsabakalarda futbol takımlarının peşinden gelen yazılı ve görsel basın
ordularını tabiri caiz'se büyülemek kendi kendine gelişen bir olay olacaktır...
Bu en basiti... DEDİĞİM GİBİ... İç siyasi çekişmelerden uzak, kafasında sadece
projeler olan adayların içinden en işine geleni seçmesi lazım
Eğirdir'lilerin... Şayet bu görevi Eğirdir halkı bana lütfeder ise; gecemi
gündüzüme katar çalışırım... 5 sene sonra EĞİRDİR’i Eğirdir'lilerin gurur
duyacağı bir şehir olarakta teslim ederim. Bundan kimsenin şüphesi olmasın...
Bu yarışta ben de varım demek isterim... Elbette Eğirdir'lilerin lütfu ile...
Selamlar saygılar....
Serdar Döner