KAÇAKÇILIK TAM ÖNLENSE... TÜRKİYE CARİ
AÇIKLARDAN VE BORÇLARDAN KURTULUR
Kaçakçılık
yüzünden uğradığımız mali ve ekonomik kayıplar; neredeyse her yıl bir kaç
bütçemizin ulaştığı tüm toplamlardan fazladır. Eğer kaçakçılıkla yurda vergisiz
sokulan yabancı mallar; akaryakıtlar ve diğer her şey, vergisi ödenerek yasal
yollardan girse; elde edilen gelirler on yılda tüm dış borçlarımızı sıfırlar.
Ayrıca suçlara ve örgütlü suçlulara büyük servetler akması da önlenmiş olur. Bunu düşünerek,
sınırlarımıza veya bazı bölümlerine duvar çekilmesini doğru buluyorum. Bize
kaçak mal gönderen veya başka kötü amaç güden gruplar ve ülkeler, yapılmak
istenen duvarlara karşı çıkabilirler. Devletimiz bu kötü amaçlı isteklere boyun
eğmeyip uygun gördüğü yerlere duvarını çekmelidir. Kaçakçılık arttıkça ve göz yumuldukça; suçlar da artıyor; ülkemizin
asayişi bozuluyor; güvenliğimiz tehlikeye düşüyor. Çünkü kaçakçılıktan elde
edilen gelirler, suçları ve suçluları desteklemekte kullanılıyor.
Bulgaristan
ve Yunanistan, bizimle olan sınırlarına duvar örüyorlar. Avrupa ve oradaki
birlik de, bu duvar işini destekliyor. Çünkü güneyimizdeki ülkelerden ve
bölgelerden yurdumuza kolayca sızan işsiz ve suçla beslenen güruhlar, bizden
Yunanistan'a ve Bulgaristan'a geçip Avrupa yolunu tutuyorlar. Bazı kötü amaçlı
kafalar, güney sınırımıza duvar çekilmesine karşı çıkacaklarına; işsiz ve kanun
tanımaz kalabalıkların yurdumuza girip zarar vermesine nasıl engel olacağımızın
yollarını göstermeliler.
Kaçakçılığın ülkemiz ekonomisine ve
huzuruna verdiği büyük zararı; hatta huzurumuzu tümden yok edip bizi
yoksullaştırmasını önlemek; diğer tüm problemlerimizden önde gelir.
Kaçakçılığı
yapanlar ve bundan yararlananlar, bizim ve komşularımızın resmi kurumları
değildir. Genel olarak, suçla geçinen yağmacı gruplar kaçakçılığı organize
ediyor.
Ülke,
devlet ve halk olarak, komşularımızdaki böyle suç gruplarına yardımcı
olmamalıyız. Onlar da ülkemize huzuru bozan grupları barındırıp
korumamalılar.Devletler arasındaki ilişkiler iyi olursa; her iki taraf da,
onların vatandaşları da, huzur içinde yaşayıp kalkınabilir. Yöneticilerimizin
Suriye ve Irak politikasının, bu esasların ışığı altında; ne kadar yanlış
olduğu da, açıkça görülüyor.