SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEN SONRA,
SUYUN BİTTİĞİ YERDE MİYİZ?!!!
Zeki TARHAN - ANLARA
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinden 18 bilim insanı, oluşturdukları bir ekiple, EĞİRDİR GÖLÜ’ n de 2 yıl süreyle inceleme ve alan çalışması yaparak, Gölün 9 yıl içindeki su seviyesinin yarı yarıya düştüğünü saptamış. Kemer Boğazının en derin noktasında taban kotunun da 912.40 metre olduğunu, su seviyesinin düşüşünün devam etmesi halinde de gölün ikiye ayrılmasının çok yakın olduğu sonucuna varılmış.
***
Gölün kurtuluş reçetesi olarak ta; Göl üzerinde yüzen güneş enerji sistemleri (GES) yapılması. Daha da ileri gidiyor ve; “Göl üstü rüzgar sistemleri entegre bir şekilde çalışılmalıdır” deniyor…
Allah akıl fikir versin diyelim. Yani; günah keçisi olarak “ BUHARLAŞMA” diyenler kervanına DEÜ de katılmış. Fıstığın çevresindeki elma ağırlıklı yoğun tarımsal faaliyetlerdeki aşırı tarımsal ilaç kullanımıyla, nasıl ki ilaç lobilerinin tuzağına düşüldüyse, (=pestisit zehirdir!!!), şimdi de; GES lobisi mi kapımızın eşiğinde girmeye çalışıyor?!!!
***
KEMER BOĞAZI’nın kuruyacağı, zaten belliydi… Bunu herkes görüyordu…Balıkçılar görüyor…Çiftçiler görüyordu… Bütün gölü GES yapsak, GÖLÜN SU SEVİYESİ GERİ GELMEZ!!! DEÜ; bunu nasıl görmezlikten gelir?!!! Yada ıskalar?!!! Gölümüzden kaçak, kayıt dışı DERİN SONDAJ KUYULARI ile yer altı suyu çekildikçe, yüzey akışları ve yağışlar yetersiz kaldıkça, Ve de en önemlisi; GÖLE KAYNAK TRANSFERİ sağlanmadıkça, (göletler dahil) bunun dışındaki çözümler anlamsız kalır!!!
Gölün kurtulmasının püf noktası; TARIMSAL SULAMANIN AZALTILMASI ve GÖLE SU TRANSFERİDİR!!! Nokta.